5 Eylül 2009 Cumartesi

Tılsımlı üçgen Pera büyüsü; İlk yazı

Değerli İzleyici,

‘Pera da İstanbul’ bugün, şu an farklı bir ileti ağı ile karşınızda. Burada bir ses var evet, bir de yazı. Ses ve yazı! Ses ve yazı; bu ikili/bu ikisi sözcüklerin gücü bir de tılsımlı üçgen Pera büyüsü ve görsellik.

Beyoğlu ve Pera’dan söz açılınca buranın dillere destan yeraltı kentleri, Galata şarap mahzenleri, konak, şato ve surlarıyla feodal beyleri ve üzüm bağları nedense unutulur. Hiç bilinmeyen bir Galata ve Pera ise bu ayrıntılarda gizlidir.

Her insanın ayrı bir Pera’sı da vardır. Her insanın ayrı bir Pera’sı, ayrı bir bellek dağarı, ayrı tür saçı/sakalı, kaşı gözü, ayrı bireylik tarih öyküsü ile yoğrulu özel yaşamı ve süren ayrı bir dil atlası, saklı yeraltı kentleri vardır. Yazınsal metnin gizi, deneme ve roman/da saklıdır.

Pera, ise Pera’dır! Fakat O’Pera da ne oluyor, söz arasında, O’Pera sorusunda bir söz oyunu var sanılır.

Bizans/Cenevizli döneminde burası Pera/s, Pera/n adıyla Galata’nın önemsiz bir dış mahallesiydi,* denir. Bunlardan başka 1453 öncesi ne var ne yok, sözüne karşılık 1453 öncesi Beyoğlu yoktur; Pera, Galata vardır. İşte yazınsal metin için bir ana/konu değerli Okur.

Çünkü bugün Pera olmak, dün Bizans, Roma dönemi öncesi Pera/n olmak, bir şeyleri silinmiş bir anlamdır. Salt tarih anlamı değildir bazı şeyleriyle silinmiş olmak. Silici olmak, saltık tarih peşinde koşmak yetmez yine de bazı şeyleri yok etmek için. Burada, şu; Galata’nın önemsiz bir dış mahallesiydi* sözü, en hafif tanımla unutma, ayrıntıları silme anlam yükü taşır.

Yineliyorum! Galata’nın önemsiz bir dış mahallesi sözü; Pera/n’ın Roma öncesinde varolması ve daha sonra var olamamak sınırında ayrıntıların bellekte olmaması anlamını içerir. Bu tür tekrarlar bir yerde yazarı da sıkar tüketir evet.

Fakat, bilinmeyen Galata, Pera ayrıntılarda gizlidir, sözü öte yandan gravürlere fotoğraflara, resimlere yansır. İşe bakın! İşte yazınsal metin için bir ana/konu sözü, değerli Okur, insanı eni/konu sarsıyor.

Pera büyüsü sözü; gözle görülmeyen fakat insanı içsel yeraltı kentleriyle tanıyıp bilen, gizemle yüklü unutulmuş arkaik bir anlatıda olduğu gibi sahibinin sesini arıyor. Pera’da yazılmış deneme, roman, öykü, anlatı; hangisi kış gecelerinde kuş tüyü bir yorgan gibi sarınır insanlara?

Bu bir roman/insan ortak paydası olur yerine göre; yerine göre bir deneme yazısı okurken bu ses insanın içindeki öte bir sesi sorar ve dip köşe ne varsa ona/buna benzer ögelerle kendini aranır yine.

Öykü/roman deneme; parçalanmış kişiliklere, zaman dilimlerinde eşdeğer değişik kimliklere bürünmüş, evet bu ses evet böyle ikincil bir ses var. Bu ses sırla geçişken saydam bir labirentte önceden kullanılmış tüm sayıları; evet yine bu ses; her sabah sıfıra indirgeyerek yazmaya koyulan ve burada farklı sesler kullanarak kendisiyle kendisi için yarışan bu satırların yazarının da sesidir.

Bu denemelerle bu ses işte, şimdi burada!

Kim ne derse desin; bu satırların yazarı da işte burada.

Sevgi, içtenlik...

Tekin SonMez
This monument was built in 1314 by Geneose/Bir Cenevizli yapı (1314) konut, mimarlık kalıtı, Galata/İstanbul. Foto: Tekin SonMez

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder